İklim krizi, küresel ısınma, çevre sorunları, 7.Kıta gibi pek çok söylem tüketim çılgınlığının kontrol altına alınması, geri dönüştürülebilen ürünlerin üretilmesi ve doğa üzerinde minimum etkiye sahip yapıların ortaya çıkarılması için yeterince etki etmiyor maalesef. Çünkü insanların bu konuda sorumlu davranmaları için belirli bir eğitime sahip olmaları gerekir. Bu eğitim doğaya, hayvanlara ve topluma saygıyı içerdiği için öncelikle aileden alınması gerekiyor.
Çevreci ürün talebini arttıranlar tüketicilerin bir kısmı olsa da bunu sağlayabilecek en önemli kişiler endüstriyel tasarımcılar ve mimarlar. Çevre dostu ürünler ve yapılar ortaya çıkarabilirsek iklim krizinin ilerleyişi ve etkilerinin minimuma indirilmesi konusunda başarılı sonuçlar doğuracaktır.
Ülkemizdeki yeşil bina sayısı hızla artıyor. Şu an için 500 civarına olan Türkiye’deki yeşil bina sayısı ilerleyen süreçte artmalı. Hatta bunları ofis olarak kullanılan yapılardan, endüstriyel yapılara aktarırsak daha da iyiye gitmiş olacağız.
Mimarlar ve tasarımcılar şartname oluştururken insan sağlığı, doğa ve çevre üzerinde olumsuz etki yaratmayan ürünlere öncelik verirlerse çok daha hızlı adımlar atmış oluruz.